Övülmekte kelimelerin aciz kaldığı Server-i Kâinat Ahmed-i Mahmud-u Muhammed Mustafa Efendimizin Serv mağarasında Yar-ı Gar-ı (mağara arkadaşı) Hz. Ebubekr-i Sîddîk (r.a.) efendimizin sadr-ı hümayunlarına (göğüslerine) aktardığı mirasın 36. bekçisi.
Silsile-i Aliyyenin büyüklerinden Musa Kâzım Harputi Hazretleri, 1894 yılında Harputta doğdu ve yine 1967 yılında Harputta dünyasını değiştirerek ebedi âleme göçtü. Babası Hüseyin Efendi âlim ve fadıl bir kişiydi. Yaşadığı dönemde zamanın ilim ve irfan yuvası Harputta, zahiri ve batıni ilimleri okuyacağı pek çok okul ve medrese vardı. Zahiri ilimleri tedris edip, Fransızca öğretmeni olarak memuriyete başladı. Bu arada batıni ilimlerde kendini yetiştirmek ve Cenab-ı Allah’a tam bir kul olmak için zamanın kutbu Osman Bedrûddin Erzurumî (İmam Efendi) hazretlerine intisab etti ve Onun sohbetleriyle kemâle geldi. İmam Efendi hazretleri dünyasını değiştirdikten sonra zamanının sahibi Hace Mustafa Naci hazretlerinin sohbetlerine devam etti. Hace Mustafa Naci Hazretleri de, İmam Efendi Hazretlerinin 200 binden ziyade talebesi içerisinde hilafet verdiği, Harputta Nakşi tarikatının Sâminî kolunda 5 ihvan kardeşi (kısaca 5 kardeş) diye bilinen Seyyid Nureddin Efendi’nin (İmam Efendi hazretlerinin oğludur), Sonsürülü (Sürsürülü) Molla Hüseyin Efendi’nin, Musa Kâzım Hazretlerinin, Tilenzikli Saadeddin Efendi’nin ve Seyyid Muhammed Mazhar Harputi hazretlerinin icazetnamelerine mübarek mühürlerini basarak, onların icazetnamelerini tekrar tasdik etmiştir.
Kâzım Efendi Hazretlerinin ilmi üstünlüğü tartışma götürmez bir gerçekti. Bunu dışında, çokta iyi bir hattat olup çok güzel eserler vermiştir. Elazığ’daki evi koruma altında olup, kendi adıyla anılan sokak içerisindedir.
Musa ismini bizzat mürşidlerinden Hace Mustafa Naci hazretleri vermiştir.
Ömrünün son yılında Muhammed Mazhar Harputi hazretlerini çağırır ve “Bu sene bizim yerimize siz hacca gideceksiniz”, der. Muhammed Mazhar hazretleri yüksek bir ferasetle Musa Kâzım hazretlerinin o sene vefat edeceğini anlayarak “Hayır olmaz”, der. Fakat kıymetli ömürlerinin sonuna gelmiştir. Muhammed Mazhar hazretleri bu durumu şöyle açıklamıştır: “Zamanın sahibi İnsan-ı Kâmil her sene ya maddeten ya da manen hacca gider”, diye emir buyurur. Daha sonra, Muhammed Mazhar Hazretleri hac da tavaf esnasındayken, “Omuzlarımızda büyük bir ağırlık hissettik”, diye emir buyururlar.
İhvanlar, o zaman dilimini tetkik ettiklerinde, Muhammed Mazhar Hazretlerinin “Omuzlarımızda büyük bir ağırlık hissettik” dediği zamanın tam olarak Musa Kâzım Harputî Hazretlerinin dünyasını değiştirdiği zamana denk geldiğini görürler. Rabbim Şefaatleriyle şereflendirsin.
HALİFELERİ
Seyyid Muhammed Mazhar Ettasi Harputi Hazretleri (Bu büyük veli icazetnamesini aslında İmam Efendi Hazretlerinden almış, daha sonra aynı icazetnameye Hace Mustafa Naci Hazretleri ve son olarak ta Musa Kâzım Harputî hazretleri mübarek mühürlerini vurmuştur ki böyle bir icazet hiçbir veliye nasip olmamıştır. Evlad-ı Resûlden olup Hz. Hüseyin Efendimizin soyundandır. Anne tarafından da yüce Ceddi, İklime Hatun vasıtasıyla Yavuz Sultan Selim Han’a dayanır. İklime Hatun, Yavuz Sultan Selim Han hazretlerinin kıymetli eşleridir. Seyyid Muhammed Mazhar Ettasi Hazretleri Silsile-i Aliyye’nin 37. kıymetli Halkası olup, Nakşibendi tarikatının da Sâminî hazretlerinden sonra Ettasi lakaplı 9. müceddididir. Türbesi Harput Meteris mezarlığındadır. Mürşidlerine olan saygı ve edebinden dolayı, yolun daha alt tarafındaki bir mevkiye gömülmeyi vasiyet etmiştir. Nitekim de öyledir. Sevenleri tarafından ziyaret edilmekte olup, kendi söylediği “Aşıklar ölmez, ölen hayvan imiş” sırrınca kerametleri vefatından sonra dahi görülen büyük velilerdendir. Rabbim şefaatleriyle şereflendirsin. Daha detaylı bilgi için lütfen sitenin içerisine bakınız).
2013©Her Hakkı Saklıdır.